Şirketinizin faaliyetleri hakkında kısaca bilgi verebilir misiniz?
Yıldız Demir Çelik olarak, yassı çelik üretimi ve ÇSM (Çelik Servis Merkezi) faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Müşterilerimize geniş bir ürün yelpazesi sunuyoruz. Bu ürünler arasında asitli sıcak, soğuk haddelenmiş, galvanizli ve boyalı ürünler bulunuyor. Ayrıca, modern ekipmanlarla donatılmış olan Çelik Servis Merkezimiz sayesinde, müşterilerimizin özel ihtiyaçlarına yönelik boy kesme, dilme ve trapez üretimi gibi işlemleri gerçekleştiriyoruz.
Sektörde ilk ‘müşteri deneyimi’ yapılanmasını hayata geçirdik
En iyi müşteri deneyimini sunma bakış açısı ile ürün ve hizmetlerimizi tasarlıyoruz. Bu amaçla demir çelik sektöründe ilk Müşteri Deneyimi yapılanmasını hayata geçirdik. Ayrıca, akredite laboratuvarımızda kalite kontrol süreçlerini titizlikle yürüterek, müşterilerimize en güvenilir ürünleri sunma hedefiyle çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Yenilikçilik anlayışıyla hareket ederek, müşterilerimizin değişen ihtiyaçlarına cevap vermek için ise değişen dünya dinamiklerini yakından takip ediyor, kendimizi sürekli geliştiriyoruz.
Rusya’ya uygulanan yaptırımlar Avrupa pazarında boşluk yarattı
Şirketinizin 2023 yılı ihracat ve üretim performansı hakkında bilgi verebilir misiniz?
Şirketimizin 2023 yılındaki ihracat ve üretim performansı, küresel çelik sektöründeki zorlu koşulların etkisi altında gerçekleşti. Türkiye’deki çelik üreticileri olarak, özellikle Avrupa’daki antidamping vergileri ve ABD’deki korumacılık önlemleri gibi faktörler nedeniyle zorlu bir yıl geçirdik. Rusya’ya uygulanan yaptırımlar da Avrupa pazarında boşluk yaratarak Çin ve Hindistan gibi ülkelerin bu bölgede güçlenmesine yol açtı.
SKDM’nin getireceği ek maliyetler AB’ye ihracatta rekabeti zorlaştıracak
Bu yılın ilk iki ayı üretim ihracat açısından nasıl geçti? 2024 yılı üretim-ihracat hedefiniz nedir?
2024 yılının ilk iki ayında, bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla ihracatımızda artış söz konusu. Bu durum olumlu bir gelişme olmakla birlikte, önümüzdeki dönemlerde Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) gibi ek maliyetlerin Avrupa’ya ihracatta rekabeti zorlayacağını öngörüyoruz.
İhracatımızı yüzde 35 ile yüzde 40 aralığında tutmayı hedefliyoruz
2024 yılında, küresel ekonomik belirsizliklere ve sektörel zorluklara rağmen ihracatımızı yüzde 35 ile yüzde 40 aralığında tutmayı hedefliyoruz. Bu hedefe ulaşmak için, pazarlama stratejilerimizi gözden geçirerek ve müşteri memnuniyetini ön planda tutarak hem iç pazarda hem de uluslararası arenada rekabetçi bir konum elde etmeyi planlıyoruz.
Globalde devam eden ekonomik yavaşlama sektörünüze etkisi nasıl olacak? İç pazarda arz-talep dengesi nasıl seyrediyor?
Ekonomik yavaşlamanın, küresel anlamda çelik sektörü üzerinde de belirgin etkilere sahip olduğunu söylemek mümkün. Bu durum, talep düşüşüne ve ihracat pazarlarına erişimde zorluklara neden olabilir. Örneğin; Türkiye’nin ana ihracat pazarlarından biri olan Avrupa’daki taleplerin zayıflaması, sektörümüzün ihracat performansının düşmesine sebep oluyor. Ek olarak, Türkiye ve dünya genelindeki sıkı para politikaları ve yüksek enflasyon da iç talebi sınırlayarak sektörümüz üzerinde baskı oluşturabilir.
Öte yandan, iç pazardaki daralma ve kapasite kullanım oranlarındaki düşüş, çelik üreticilerini iç piyasada daha rekabetçi olmaya zorluyor. Bu durum, fiyat rekabetinin artmasına ve kârlılık üzerinde baskı oluşmasına neden oluyor. Türkiye ana metal sanayi PMI endeksinin Şubat ayı dahil edildiğinde son 9 aydır 50 puanın altında kalarak, daralma bölgesinde kalmayı sürdürmesi, iç pazarımızda zorlu bir süreç geçirdiğimizin başka bir göstergesi.
İthalat artıyor kapasite kullanım oranı düşüyor
Türkiye genelinde ihracatın ithalatı karşılama oranı 2022’de yüzde 54 seviyesinden yüzde 37 seviyesine kadar geriledi. Uzakdoğu’daki üreticilerin Türkiye’ye ihracatlarını arttırması gibi nedenlerden dolayı;kapasite kullanım oranları Türkiye’de yüzde 59 seviyesine kadar düştü. Bu durumda iç pazardaki arz talep dengesizliğini yükseltiyor ve çelik üreticilerinin iç piyasada birbirleriyle olan rekabetini artmasına neden oluyor.
Yeşil mutabakat kapsamında şirketinizin üretim süreçlerini nasıl şekillendiriyorsunuz? Sıfır karbon hedefiyle üretimde ne gibi yenilikler yapıyorsunuz?
Yeşil Mutabakat kapsamında üretim süreçlerimizi yeniden şekillendirme ve sıfır karbon hedeflerine ulaşma konusunda önemli adımlar atıyoruz. Bu doğrultuda ürettiğimiz ürünler için karbon emisyon oranlarını hesaplamak, bu süreçteki adımlarımızdan yalnızca bir tanesi.
Eş zamanlı bir şekilde tedarikçi portföyümüzü de dikkatle gözden geçiriyor ve sürdürülebilirlik ilkelerine uygun olanları tercih ediyoruz. Sürdürülebilirlik odaklı tedarikçilerle iş birliği yaparak, tedarik zincirimizi daha çevre dostu bir hale getiriyoruz.
Sürdürülebilirlik çalışmalarımızı ve sıfır karbon hedeflerimizi kamuoyuyla paylaşmak için sürdürülebilirlik raporumuzu yayınlamak üzereçalışmalarımıza başladık. Bu rapor ile birlikte, şirketimizin çevresel performansını ve sürdürülebilirlik çabalarını detaylı bir şekilde ortaya koymayı planlıyoruz. 2025 yılının başında bu raporu yayınlamayı hedefliyoruz.
Sektörün en önemli sorunu nedir? Eklemek istedikleriniz?
Türkiye’nin AB ve ABD’ye kıyasla daha serbest bir pazar olması sektörümüzün en önemli sorunlarının başında geliyor. Bu durum, uluslararası rekabet koşullarında işimizi zorlaştırıyor ve dış rekabet baskısını artırıyor. Bir diğer başlıca sektörel sorun ise; iç piyasada yaşanan arz talep dengesizliği. Bu dengesizlikler, üretim ve satış stratejilerine olumsuz yönde etkiliyor. Enerji ve işçilik maliyetlerinin yüksek olması da sektörümüzün başka bir sıkıntısı. Yüksek maliyetler, işletmelerin kar marjlarını daraltıyor ve beraberinde rekabet gücünü de azaltıyor. Son olarak, finansal dengesizlikler ve sürekli değişen regülasyonların da sektörümüzün karşılaştığı başka bir zorluk olduğunu söyleyebilirim.
Kaynak